Papazın Bağı

Ankara'da yaşayıp Papazın Bağı'nı duymayan yoktur muhtemelen. Bir de güzel överler size. Bana da öyle övülmüştü, bu yüzden beklentim çok yüksek gitmiştim. Hayal kırıklığına uğradığımı söylemeden edemem.
Öncelikle mekan çok güzel. Bu gri memur kentinde, şehrin göbeğinde böyle bir yeşillik koruyabilmiş olmak ve böyle bir yeri insanların hizmetine sunmak aynı derecede güzel.
Genelde dış mekan tercih ediliyor tabi haliyle ama yağmur çamur keyfinizi bozmasın diye kapalı bir iç mekan da yapmaları güzel olmuş.

 Gelinecekse kahvaltı ve brunch için gelinmeli. Zaten menü kahvaltı, gözlemeler ve 4 çeşitten fazla olmayan ana yemekten oluşuyor.
 Menüde içindeki her şeyi yazmışlar diye kahvaltı tabağı büyük göründü bize, dedik bir kişi bitiremeyiz anlaşılan iki kişi beraber alalım. Sonra önümüze geldi ki bir tabak, 3 yıldızlı otel kahvaltısından daha azı yada daha çoğu yoktu sanırım. Mekana yakışmayacak kadar az ve özelliksizdi. Yanında tavada yumurta getirdiler, fakat tabiri caizse yumurta desenli tava getirilmiş gibiydi; bir yudum yumurta vardı ve onu yiyebilmek için de kazımak zorunda kaldık, tabi yarısı tavada kaldı. Hiç yakıştıramadım. Buraya güzelinden bir serpme kahvaltı yakışırdı.
Biz de kahvaltıyla doyamayınca dedik bir gözleme isteyelim. Gözleme biz mekandan kalkana kadar gelemedi. Servis berbat ve yavaş.
Çok kişi gideceğimiz için rezervasyon yaptırarak gitmek istedik. Sitelerindeki e-mail adresi geçersiz çıktı. Telefonlara da kimse bakmadı.

114 nolu hattı kullanırsanız "Papazın Bağı"nın girişinin karşısında durağı var, ulaşım kolay.

Puan:3/10
(bu 3 puan da sadece ortamı için)